Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

araya koymak

  • 1 сводить

    I несов.; сов. - свести́

    сведи́ ребёнка в шко́лу — çocuğu okula götür

    сведи́ старика́ с ле́стницы — ihtiyarın merdiveni inmesine yardım et

    свести́ ло́шадь на обо́чину доро́ги — atı yolun kenarına çekmek

    4) bitiştirmek, kavuşturmak

    свести́ концы́ проводо́в — tellerin uçlarını bitiştirmek

    5) ( пятна) çıkarmak

    своди́ть во́лосы — ot tutunmak

    своди́ть да́нные в табли́цу — verileri bir cetvel haline koymak

    7) indirgemek; toplamak

    свести́ расхо́ды к ми́нимуму — harcamaları asgariye indirmek

    всё э́то мо́жно свести́ к не́скольким методи́ческим при́нципам — bütün bunlar birkaç yöntem ilkesine indirgenebilir

    причи́ны (э́того) мо́жно свести́ к трём моме́нтам — nedenleri üç noktada toplanabilir

    8) ( судорогой) kramp girmek

    у него́ свело́ но́гу — безл. ayağına kramp girmiş

    сведённые (су́дорогой) па́льцы — kasılmış / takallüs etmiş parmaklar

    ••

    свести́ счёты с кем-л. biriyle hesaplaşmak, birinden uğradığı hakaretin acısını çıkarmak

    мы не мо́жем свести́ концы́ с конца́ми (о материальных затруднениях)iki yakamız bir araya gelmiyor

    не своди́ть глаз с кого-л.gözünü birinden ayırmamak

    свести́ на нет — yok derecesine indirmek

    II сов.
    götürmek, götürüp getirmek

    своди́ть дете́й в теа́тр — çocukları tiyatroya götürmek

    Русско-турецкий словарь > сводить

  • 2 собирать

    несов.; сов. - собра́ть
    1) toplamak, toparlamak, bir araya getirmek

    собира́ть друзе́й — arkadaşlarını toplamak

    собра́ть (свои́) ве́щи — eşyasını toparlamak

    2) разг. bir yere getirmek ( сносить в одно место) koymak, doldurmak ( складывать)

    собра́ть кни́ги в портфе́ль — kitapları çantaya doldurmak

    я уж (бы́ло) и чемода́н собра́л — bavulumu hazırlamıştım bile

    3) toplamak; monte etmek ( монтировать)

    собира́ть мото́р — motoru toplamak

    4) toplamak; almak; biriktirmek ( копить)

    собира́ть поже́ртвования — bağış toplamak

    собра́ть большинство́ голосо́в — oyların çoğunu almak / toplamak

    собира́ть све́дения — bilgi toplamak

    бо́льше всего́ мёда собира́ют в э́том райо́не — en çok bal elde edilen yer bu bölgedir

    соберём де́нег и отремонти́руем — (aramızda) para toplar, onartırız

    5) toplamak, devşirmek

    собира́ть грибы́ — mantar toplamak

    собира́ть фру́кты — meyve devşirmek

    собира́ть урожа́й — ürün kaldırmak

    собира́ть после́дний виногра́д — bağ bozmak

    6) derlemek; koleksiyon(u) yapmak

    собира́ть наро́дные ска́зки — halk masalları derlemek

    ты собира́ешь (ма́рки) Мона́ко? — Monako yapar mısın?

    ю́бка, со́бранная в та́лии — belden büzgülü etek

    собра́ть мы́сли — düşüncelerini / zihnini toparlamak

    собра́ть всё своё му́жество — cesaretini toplamak

    9) разг.

    собра́ть на стол — sofra kurmak

    Русско-турецкий словарь > собирать

См. также в других словарях:

  • araya koymak — (birini) bir işte sözü geçer bir kimsenin aracılığına başvurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düzmek — i, er 1) Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar. M. Ş. Esendal 2) Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yığmak — i, e, ar 1) Bir tepe oluşturacak biçimde üst üste koymak 2) i Biriktirmek Herkes kışlık kömürünü yığdı. 3) Toplamak, bir araya getirmek Bu yaşlıları kapının arkasına yığdılar. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konsültasyon yapmak — birkaç hekim bir hastalığa teşhis koymak için bir araya gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İCMAR — Bir araya toplamak. * Süratle yürümek. * Atın sıçrayarak yürümesi. * Bir şeyin umumi olması. Ateşe öd ağacı koymak. * Bir şeyi buhurlamak. Tahmini hesab yapmak. * Yeni ayın görünmesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»