-
1 сводить
I несов.; сов. - свести́1) götürmekсведи́ ребёнка в шко́лу — çocuğu okula götür
сведи́ старика́ с ле́стницы — ihtiyarın merdiveni inmesine yardım et
3) çekmekсвести́ ло́шадь на обо́чину доро́ги — atı yolun kenarına çekmek
4) bitiştirmek, kavuşturmakсвести́ концы́ проводо́в — tellerin uçlarını bitiştirmek
5) ( пятна) çıkarmakсводи́ть во́лосы — ot tutunmak
своди́ть да́нные в табли́цу — verileri bir cetvel haline koymak
7) indirgemek; toplamakсвести́ расхо́ды к ми́нимуму — harcamaları asgariye indirmek
всё э́то мо́жно свести́ к не́скольким методи́ческим при́нципам — bütün bunlar birkaç yöntem ilkesine indirgenebilir
причи́ны (э́того) мо́жно свести́ к трём моме́нтам — nedenleri üç noktada toplanabilir
8) ( судорогой) kramp girmekу него́ свело́ но́гу — безл. ayağına kramp girmiş
сведённые (су́дорогой) па́льцы — kasılmış / takallüs etmiş parmaklar
••мы не мо́жем свести́ концы́ с конца́ми (о материальных затруднениях) — iki yakamız bir araya gelmiyor
II сов.свести́ на нет — yok derecesine indirmek
götürmek, götürüp getirmekсводи́ть дете́й в теа́тр — çocukları tiyatroya götürmek
-
2 собирать
несов.; сов. - собра́ть1) toplamak, toparlamak, bir araya getirmekсобира́ть друзе́й — arkadaşlarını toplamak
собра́ть (свои́) ве́щи — eşyasını toparlamak
собра́ть кни́ги в портфе́ль — kitapları çantaya doldurmak
я уж (бы́ло) и чемода́н собра́л — bavulumu hazırlamıştım bile
3) toplamak; monte etmek ( монтировать)собира́ть мото́р — motoru toplamak
4) toplamak; almak; biriktirmek ( копить)собира́ть поже́ртвования — bağış toplamak
собра́ть большинство́ голосо́в — oyların çoğunu almak / toplamak
собира́ть све́дения — bilgi toplamak
бо́льше всего́ мёда собира́ют в э́том райо́не — en çok bal elde edilen yer bu bölgedir
соберём де́нег и отремонти́руем — (aramızda) para toplar, onartırız
5) toplamak, devşirmekсобира́ть грибы́ — mantar toplamak
собира́ть фру́кты — meyve devşirmek
собира́ть урожа́й — ürün kaldırmak
собира́ть после́дний виногра́д — bağ bozmak
6) derlemek; koleksiyon(u) yapmakсобира́ть наро́дные ска́зки — halk masalları derlemek
ты собира́ешь (ма́рки) Мона́ко? — Monako yapar mısın?
7) büzmekю́бка, со́бранная в та́лии — belden büzgülü etek
8) toparlamakсобра́ть мы́сли — düşüncelerini / zihnini toparlamak
собра́ть всё своё му́жество — cesaretini toplamak
9) разг.собра́ть на стол — sofra kurmak
См. также в других словарях:
araya koymak — (birini) bir işte sözü geçer bir kimsenin aracılığına başvurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzmek — i, er 1) Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar. M. Ş. Esendal 2) Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yığmak — i, e, ar 1) Bir tepe oluşturacak biçimde üst üste koymak 2) i Biriktirmek Herkes kışlık kömürünü yığdı. 3) Toplamak, bir araya getirmek Bu yaşlıları kapının arkasına yığdılar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
konsültasyon yapmak — birkaç hekim bir hastalığa teşhis koymak için bir araya gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İCMAR — Bir araya toplamak. * Süratle yürümek. * Atın sıçrayarak yürümesi. * Bir şeyin umumi olması. Ateşe öd ağacı koymak. * Bir şeyi buhurlamak. Tahmini hesab yapmak. * Yeni ayın görünmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük